EFENDİMİZ (S.A.V.)’İN YÜRÜYÜŞÜ VE HEYBETLİ GÖRÜNÜMÜ - 03 ARALIK 2024 - MEVLANA TAKVİMİ
Manage episode 453356022 series 2542707
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’i en güzel tasvîr edenlerden biri Hz. Ali (r.a.) idi. Hz. Ali (r.a.), Resûl-i Kibriyâ (s.a.v.)’in yürürken ayaklarını yerden kuvvetlice kaldırdığını söylüyor. Fahr-i Cihân (s.a.v.) Efendimiz’in amcasının oğlu Abdullah ibni Abbâs (r.a.) de, onun güçlü kuvvetli olduğunu, bu sebeple hareketlerinin de son derece canlı olduğunu söylüyor; onun kesinlikle tembeller gibi gevşek, yorgun ve bitkin şekilde hareket etmediğini belirtiyor. Sultân-ı Enbiyâ (r.a.)’in yürüyüşünü tasvir edenlerden biri de Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)’den Ebû İnebe el-Havlânî (r.a.)’dir. Ebû İnebe (r.a.) İki Cihan Güneşi (s.a.v.)’in yürüyüşünü târif ederken âdetâ kayayı yerinden sökercesine sert bir edâ ile yürüdüğünü ifâde ediyor. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in yüce şahsında Allâh (c.c.) vergisi olan bir heybet, mehâbet ve vakâr vardı. Bundan dolayı onu ilk defa görenlerin kalbinde önce bir ürperti hâsıl olurdu. Fakat kendisiyle bir süre kalıp onu yakından tanıyanların gönlünde ona derin bir muhabbet uyanırdı. Böylece kendisini tanıyan her mü’min, onu kendi canından, anasından, babasından, çocuklarından, kısacası bütün insanlardan daha çok severdi. Fahr-i Cihân (s.a.v.) Efendimiz’in eşsiz güzelliğini anlatan, onun benzersiz ahlâkından söz edenler; kendisini tanımadan önce de, tanıdıktan sonra da gönülleri fetheden öyle bir güzel kişi, öylesine güzel ahlâklı birini görmediklerini anlatırlardı. Elbette bunda şaşılacak bir şey yoktur. Zira Allâhü Teâlâ onun kadar güzel bir kulu, onun kadar güzel ahlâklı bir insanı yaratmamıştır. (İmâm Tirmizî, Şemâil-i Şerîf, c.1, s.59-61)
1849 episoder